Tehdit Suçu, Şartları, Unsurları ve Ceza Davası
” diye sormuştuk ve o dönemin AdaletBakanı Abdulhamit Gül “Ben mi sorumluyum? Şimdi, dönemin Adalet BakanıAbdulhamit Gül, evet, sorumlusunuz ve aynı zamanda otuz yıldır görev alanherkes bu davanın ve bu cinayetin ortaya çıkarılmamasından sorumlu, bu otuzyılda 3 defa görev alan Bekir Bozdağ da dâhil olmak üzere. Peki,bu 3600’le ilgili yapılan düzenleme gerçekten herkese yansıyor mu? Şimdi basınabaktığınızda, televizyonlara baktığınızda herkese yansıyormuş gibi ama kamuçalışanlarına, konfederasyonlara sorduğunuzda yok. Çünkü arkadaşlar,şu anda 5,5 milyon civarında kamu çalışanı var, daha doğrusu kamu çalışanı veemeklisi var; 3,5 milyon çalışan var.
- Ardından masraflarımızı kim karşılayacaksa (aileden birisi olması lazım) o kişi bir dilekçe yazıp imzalıyor.
- Hukukçu denilen insanlar bu hukuk düzenini ve “kusurlu, kaotik yanını” çoğunlukla olduğu gibi kabul edip sistemin daha cıvıl cıvıl işlemesi için ufak rütuşlar atmaktan başka hiçbir şey yapamaz, hiçbir işe yaramaz.
- Biz vizeye başvurmadan önce kendimize sadece “geçici bir rota” belirliyoruz, sonra duruma göre herşeyi iptal ediyoruz.
Bu sorumluluğu müdrik olmalıyız, buna göreiktidarı, ekonomi yönetimini hep beraber uyarmalıyız. Ondan sonra bazı işlerinfaydası olmaz, uyarmanın faydası olmaz; zamanında uyarmak lazım. Ekonomiyönetimi tarafından yapılan işler yanlış işlerdir, sonuçları çok net olarakgörülmektedir. Bu konuyla ilgili olarak hepimize sorumluluk düşüyor, hepimizinbu görevi yerine getirmesi lazım. Bu konuyla ilgili, torba kanun teklifiyleilgili olarak söylenebilecek çok şey yok. Hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.Biz de elimizden geldiğince torba kanun teklifindeki maddeleri düzeltmeyeçalıştık. Şimdi,bunları biraz önce konuşan değerli arkadaşlarımız anlattılar.
Değerliarkadaşlarım, yine, Türkiye’de birçok siyasi partiden, farklı farklıpartilerden seçilen belediye başkanlarımız var. Bunların özellikle hizmetyönündeki eksiği, noksanı, fazlası olabilir. Her partiden seçilmiş arkadaşınkendine göre programı, projesi olabilir. Ancak uygulanan politikaların veiktidarın, özellikle Millet İttifakı’ndan seçilen belediye başkanlarına yapmışolduğu muamelenin de neler olduğunu bu kürsüde anlatmaya kalksak gerçektenzaman yetmez. O nedenle, parti ayrımı gözetmeksizin belediye başkanlığı yapmışarkadaşlarımızın maaş farklılıklarının giderilebilmesi için, pasaporthaklarının devam edebilmesi için bir önergemiz söz konusu olacak. Görüşülmekteolan 346 sıra sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 SayılıKanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin30’uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. AYHANALTINTAŞ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 346 sıra sayılıKanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bende doğrusunu isterseniz sizi 2002’den önceki bir tarihe götüreyim, yine odönemle ilgili bir referans noktası olsun isterim. KGFmeselemiz var; Kredi Garanti Fonu 50 milyar lira artırılıyor. ” demek geliyor içimden çünkü bundan bir süreönce, daha çok yakında BDDK’yle ilgili bir karar alındı. BDDK’yle ilgili alınankararda para genişlemesinin daha daraltılması amaçlanırken bir anda bu kararlada para genişlemesinin artırılması, desteklenmesi söz konusu. Bir yerde gaza basılırken bir yerdefren mekanizması mı çalıştırılıyor nedir, hiçbir şekilde bunu anlayamadık.
Görüşülmekteolan 346 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin çerçeve 29’uncu maddesinde yer alan“birinci fıkrasından sonra gelmek üzere” ibaresinin madde metnindençıkarılmasını arz ve teklif ederiz. Değerliarkadaşlar, bugün, kamu personeline yönelik 3600 ek göstergeyle ilgilidüzenlemeleri de içeren 55 maddelik torba kanun teklifini görüşüyoruz.Getirdiğiniz bu düzenleme de maalesef kamu personel rejiminde bir reformyapmadan bu düzenlemeleri getirdiğiniz için -Komisyonda da belirttiğimiz gibi-hiçbir şekilde yeterli olmamıştır. Hatta adalet ve eşitlik ilkesini dezedeleyen birtakım sonuçlarını önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz kamupersonelimize verilen bu haklarla ilgili. Yine sütün içine çamur karıştırdınız, yinehalis niyeti kirlettiniz. Kamu personelini ayrıştırdınız, eşitler arasındakendi eşitlerinizi daha eşit hâle getirdiniz ve liyakatsiz kadrolarınızın, 3-5maaşlı danışmanlarınızın, sizlere ram olan üst düzey bürokratlarınızınikballerini garantiye aldınız. Görüşülmekteolan 346 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinde yer alan“değiştirilmiştir” ibaresinin “düzenlenmiştir” olarak değiştirilmesini arz veteklif ederiz. Bakın,bu yıl Osmangazi Köprüsü’ne 7,5 milyar lira civarında hazineden bir aktarımyapılacak. Hani, bu köprüye vadedilen veya garanti edilen geçiş sağlandığındadevletten bir kuruş kaynak aktarılmayacaktı? 7,5 milyar lira sadece bu yıl hazinenin Osmangazi Köprüsü için işletmecifirmaya ödeyeceği para.
Vergiincelemesine başlanılan veya takdir komisyonuna sevk edilen tarihten sonra bumadde kapsamında yapılan bildirim ve beyanlar dolayısıyla söz konusu incelemeveya takdir komisyonu kararları sonucunda yapılacak tarhiyatlar için dedokuzuncu fıkra hükmü uygulanmaz. Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesivergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip vetahsiline engel teşkil etmez. Bizbugün bu yasa teklifini burada konuşurken Asgari Ücret Tespit Komisyonu asgariücreti belirledi ve -büyük olay- “5.500 lira.” dedi; evet, dağ fare biledoğurmadı. Günlerdir, haftalardır asgari ücrete zam konuşuluyor; asgariücretin, dar gelirlinin enflasyona ezdirilmeyeceğine dair laflar ediliyor amagünün sonunda geldiğimiz nokta 5.500 lira yani açlık sınırının altında birmiktarı siz Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 50’sine reva gördünüz. Evet,asgari ücret Türkiye’de ortalama bir ücrettir, çalışan nüfusun yüzde 50’siasgari ücretle çalışır. Onun için, siz, asgari ücreti belirlerken aslında buülke nüfusunun çalışanlarının yüzde 50’sini ve kalanların da üst limitinibelirlemiş oluyorsunuz. Bu nedenle, açlık sınırının altındaki bu asgari ücretleTürkiye’de hiç kimsenin geçinemeyeceği, dar gelirlinin gittikçe yoksullaşacağıve enflasyona ezdirileceği ortada. Yani yüzde 73,5 olan bir yerde, siz, 5.500 liralık birasgari ücretle zevahiri kurtarmaya çalışıyorsunuz. Bellibir çalışma süresini tamamlayarak emekli olmak ve emekli olduktan sonra da sonnefesimize kadar insanca yaşayacağımız bir ücret ve sağlık hakkı, parasız birsağlık hakkı başta olmak üzere sosyal haklara sahip olmak temel bir yurttaşlıkhakkıdır, en temel yurttaşlık hakkıdır. Devletin de görevi yani iktidarların dagörevi bütün emeklilere bunu sağlamaktır. Emeklilerin bugün 8 milyonu açlıksınırı ve bunun altında, geri kalanı da yoksulluk sınırının altında yaşamayaçalışıyorlar, büyük bir kısmı ikinci bir işte çalışıyor ve kriz döneminde buişlerini de kaybetmiş durumdalar.
Yine, birçok uzman bu tarz projelerinekonomiyi bir bataklığa sürüklediğini ayrıntılarıyla ortaya koydu. Şeffafdeğilsiniz, şeffaf olmamakla birlikte halktan yana da değilsiniz. Ulaştırma Bakanlığına soru önergelerihazırlıyoruz, içinde bir sürü saçmalığın olduğu ama cevabın olmadığı bir kâğıtparçası bizlere gönderiliyor. Bu şirketlere niçin hak ettikleri maddi, manevicezaları veremiyorsunuz? Soru önergelerine verdiğiniz uyduruk cevaplardanmüteahhitleri kolladığınız çok açık belli oluyor. Bariz imalat hatalarınınolduğu yol çökmelerini heyelan, sel gibi uyduruk, akla ziyan açıklamalarlaörtmeye çalışıyorsunuz. Kamunun kaynaklarını böylesine yağmalamak kimseninhakkı değil. Bu yağma politikaları da sizinle birlikte yok olup gidecek.